Güvercin

30 Haziran 2011 Perşembe - Gönderen Sevme Sanatı zaman: 10:15

  Küçükken bir dönem erzak dolabında bulunan bütün pirinç ve bulgur çeşitlerini kuşlara yedirmek gibi bir görev üstlenmiştim kendimce. Avuçlarıma sığdığı kadarını alır pencerenin mermerine serperdim bütün karnı aç kuşlar gelsinler ve yesinler diye. Benimki tamamen masumca bir iyilik olsa da dolaptaki kavanozları boş bulan annem ilk etapta bu iyiliğin önemini pek kavrayamamıştı :)


  Şimdilerde, özellikle soğuk havalarda pencerenin önüne bıraktığım yiyecekleri kuşların yediğini görmek mutlu ediyor beni hala. 


"...yuvası saçakta kalan kırlangıç,
yavrusu dallara emanet serçe,
derken camiler üstünde güvercin
minareler katından geçiyorum
gökyüzü mahallesi istanbul’un..."

Yeni Bir Başlangıç

28 Haziran 2011 Salı - Gönderen Sevme Sanatı zaman: 12:57
Yeni bir başlangıç yapmak bazı insanlar için çok kolay ve çekici olsa da benim için genelde hep zordur. Ben zaten yeni bir ortama girmeyi ve yeni insanlarla tanışmayı da pek sevmem. Aslında sevmemek değilde çocukken bana (zorunlu) öğretilmiş çekingenliğin bir sonucu bu. Şimdi çok nadir yaşadığım bir heyecan ile bu blogda bir başlangıç yapıyorum. Güzel olacak biliyorum (ya da en azından öyle umut ediyorum)


"Sevmek benim mutluluğumdur. Hem bilir misiniz siz, ben sevgiyle yaşıyorum sevgiyi söküp çıkarırsanız nefesimden inanın ki ölürüm. Farkında değilsiniz siz; ben, Allah’ın insanları aşkıyla yarattığını gördüm ve o aşkla sevdim sizleri sevgi olmasaydı ben olmazdım. Bu geniş kürede sevginin erişemediği bir yer bulamadım. Hangi bakışlar, hangi umutlar vardır ki; bu uçuş çizgisini aşabilsin!"*

fotoğraf